Psikoloji literatürüne bilimsel olarak girmemiş olsa da yaşamın içinde sıklıkla duyduğumuz bir konu olarak gündeme gelir.

Haftasonu tatili ardından, pazartesi günü işe gelmek konusunda isteksizlik ve verimin düşüklüğü olarak tanımlanabilir. Psikolojik ve fizyolojik  yansımalarla karşımıza çıkar. Stres altında hissetme, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, baş ağrısı, uyku halleri, hafif düzeyde de  agresyon ve anksiyete belirtileri gözlenebilir.

Genellikle iş yeri ile ilgili olumsuz duyguları olan ve/ kaygı düzeyi yüksek kişiler daha fazla etkilenir. İş yükünün fazla, tatminin az yaşandığı durumlarda karşımıza  çıkar. Yeni haftanın getirecekleri ve sorumlulukların, kişi üzerindeki etkisiyle belirginleşir.  Bazen de tam tersi durumlarda yaşanabilir. Aktif ve yoğun çalışan kişiler, hafta sonu evde kalmak ve çalışmamak ile ilgili, aynı tür belirtiler ve ek olarak yalnızlık hissetme durumları gözlenebilir.

Bu tür bir durum ile karşılaşmamak için, atılabilecek en güzel yöntem, iş, aile ve sosyal hayat dengesinin sağlıklı bir biçimde oluşturulmasıdır. Beslenme ve uyku saatlerinin belli bir ritim ve denge içinde olması, güvene dayalı ilişkiler, kişinin iş yerinde veya evde zamanlar arasında bir farklılık hissetmeden hayata katılımını kolaylaştırıp, motive olmasını sağlayacaktır.

Günler arasında fark hissetmeden daha  keyifli günler için öneriler;

·         Haftasonu geldiğinde haftasonunun verimli değerlendirilmesi. Ancak fiziksel olarak dinlenik olmak.

·         Haftalık iş planı çıkarmak ve günlere bölmek.

·         İş yeri içindeki sıkıntıların paylaşımı ve destek gerekiyorsa istemek.

·         Güven ilişkisine dayalı, iletişimin kuvvetli olduğu bir ekip dinamiği yaratmak.

·         Hayatın yalnızca iş yeri ve sorumluluklardan oluşmadığını hatırlamak, başka kanallardan da beslenmek.

·         Düzenli fiziksel aktivite yapmak.

·         Geçmiş veya gelecek odaklı olmadan anda kalmak, şimdiyi yaşamak.

Önerilerinde yardımıyla, güzel haftalar ve haftasonları dilerim.

Uzm. Psk. Merve Otçeken

Twitter