Çocuk

 

Alışverişe gittiniz; o çok akıllı, anlayışlı oğlunuz birden bire istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde tepki gösteriyor ve yerlerde tepinmeye başlıyor… Evdesiniz kızınızla keyifli bir oyun oynadınız ve biraz dinlenmek, gazetenizi okumak istiyorsunuz fakat o buna izin vermiyor, ağlayarak gazetenizi okumanıza engel oluyor… Güneşli bir Pazar günü, fırsattan istifade edip çocuğunuzu parka götürdünüz ve doya doya oynadığını düşünüyorsunuz. Artık eve gitme zamanı fakat o ısrarla parkta kalmak istiyor, öfkesini size vurarak ifade ediyor…

Tüm bu sıkıntılı durumları her anne baba zaman zaman yaşamaktadır. Ve bu durum özellikle 2-4 yaş arasında normal gelişim sürecinin bir parçası sayılmaktadır. Fakat bazı ailelerde bu durumların daha sık yaşandığı, anne babanın çocuğa sözünü dinletmekte daha fazla zorlandığı gözlemlenir. Üstüne üstlük bu anne babalar çocuğuna her imkânı sunmaya çalışan, onun her istediğini yaparak onu mutlu etmeye çalışanlardır.  Acaba çocuk eğitiminde doğru olan ona her istediği anda istediği şeyi yapma hakkı sunmak mı yoksa sınırlarını çizip bu sınırlar içinde özgürce davranma hakkı tanımak mı?

Sınır kavramı; çocuğun otokontrol kazanmaya ve sosyal çevresi içindeki ‘durma noktasının’ oluşmaya başlaması olarak tanımlanabilir. Küçük yaşlardan itibaren çocukta sınır kavramı gelişmeye başlar ve bu oluşumun sağlıklı bir şekilde yerleşebilmesi için ailenin rolü çok önemlidir.

Çocukların davranış örüntülerini nasıl oluşturduklarına bir bakalım;

Dünyayı tanımaya çalışan çocuk büyük bir keşfin içine girer. Bu keşfetme arzusuyla birlikte,

·         Etrafındaki insanları gözlemler,

·         Elde ettiği verilerle onları taklit eder,

·         Taklit ettiği davranış sonucunda aldığı tepkilere bakarak davranış kalıplarını oluşturur.

Bu doğrultuda çocuğunuzun davranışlarına verdiğiniz tepkileri kontrol etmenizde fayda var. Çocuğun yaptığı bir davranış karşısında verilen tepkinin tutarlı olması önemlidir. Bununla birlikte ebeveynin verdiği tepki konusunda kararlı olması daha da önemlidir. Çünkü çocuklar sözel ifadelerden ziyade görsel göstergelere dikkat ederler ve bu bağlamda jest ve mimiklerinizle ağzınızdan çıkan sözcüklerin tutarlı olması gerekir. Örneğin, çocuğunuz kaba bir kelime kullandığında veya size öfkeyle vurduğunda bu size komik gelebilir ve gülebilirsiniz. Bu gibi durumlarda her ne kadar ağzınızdan bunun yanlış bir davranış olduğu kelimeleri çıksa da çocuğunuz gülerek onu onayladığınızı düşünecektir.

Çocuğa sınırlar çizmek onu kısıtlamak değil bilakis benlik gelişimine katkıda bulunmak anlamına gelir. Çocuk aşırı bir keşfetme arzusunun yanında çok yabancı ve bilgisizdir. Çocuğunuzun tehlikesiz sınırlarını çizerek bu sınırlar içinde serbestlik tanımanız onun için daha faydalı olacaktır.

 

Çocuğun yaşadığı ortam tarafından çizilen bu sınırlar çocuk için;

·         Onaylanan davranışların tanımına olanak sağlar,

·         Güvenlik duygusu kazandırır. Sınırlar çerçevesinde güvenlik duygusu oluşur.

-          Özgürce deneyebilirim çünkü sınırların dışına çıktığımda beni alıkoyacak bir ailem var. Onlar benden daha deneyimli ve ‘gerçekten’ sınırların dışına çıktığımda canım yanıyor.

·         Kişiler arası ilişkileri tanımlar.

·         Büyümenin ölçütüdür; büyüdükçe sınırlar genişler ve özgürlüğünün görece artmasıyla çocuk büyüdüğünün farkına varır.

Çocuğunuza sınır kazandırmak, aynı zamanda ona alternatifler arasından seçim yapma gücü; duygu, dürtü ve –davranışlarının sorumluluğunu almasıyla- davranış kontrolü, isteklerini çevreden uygun biçimde talep etme becerisi kazandırır. Sınırların net bir şekilde çizilmediği ailelerdeki çocuklar evin serbest ortamından çıkarak sosyal ortamın düzenli ve sistemli yapısına katıldıklarında grup dışına itilme, onaylanmama gibi olumsuz tepkilerle karşılaşırlar ve kurallı yapıya uyum sağlamakta zorluk yaşarlar. Öyle ya şu an evde kararları yönlendiren, günlük aktivite programının kendisine göre yapıldığı çocuğunuz bir gün toplumun içine tek başına katılacak ve başkalarının plan ve kararlarına saygı duymak, istediğini elde etmek için sırasını beklemek, duygu ve davranışlarını kontrol etmek durumunda kalacak. Bu bağlamda gelişim sürecinde çocuğunuzun sınırlarını belirlemeniz onu sosyal ortamın çoğulcu yapısına hazırlayacak, sosyalleşme sürecinde daha az zorlanmasını sağlayacaktır.

 

 

 

Göztepe Mah. Dr.Rıfat Paşa Sk. Sadık Bey Ap. No:27 K:12 D:12 Göztepe İstanbul
0216 386 70 92