Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüsellik olarak isimlendirilen üç temel belirti kümesinden oluşan nörogelişimsel bir bozukluktur. Son 30 yılda yapılan çok sayıda bilimsel çalışma DEHB’nin biyolojik kökenli yapısal bir bozukluk olduğunu ortaya çıkarmıştır. 

DEHB belirtileri genellikle 4-5 yaşlarında gözlenmeye başlanır. Ancak çoğu çocukta okul dönemi belirgin hale gelir. DEHB’ ye erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık rastlanır. Erkek çocuklarda hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri, kız çocuklarında ise daha çok dikkat eksikliği belirtileri ön plandadır. 

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Belirtileri:

 

Birçok anne baba dürtüsel bir çocuğun “istese davranışlarını kontrol edebileceğini” düşünür ve bu nedenle çocuğa ağır cezalar verir. Maalesef çocuk “tembel, huysuz, kıskanç, sorumsuz, şımarık…” gibi etiketlerle anlatılır. Zamanla çocuk bu etiketleri kabullenerek onu uygun hareket etmeye başlar. DEHB olan bir çocuk çevresinden devamlı uyarı, eleştiri aldığı için dışlanmaya ve hayal kırıklığı yaşamaya başlar. Böylece özgüveni sarsılmaya aday bir çocuk haline gelir. 

Çocukların birçoğu kurallardan hoşlanmayabilir, ancak otorite ile karşılaştıklarında istemeseler de kurallara uyarlar. Dürtüselliği olan çocuklar ise otoriteye rağmen ısrarla kurallara uymaz ya da uyamazlar. Hatta olumsuz davranışlarından sonra hatta özür de dilerler. Karşınıza alıp konuştuğunuzda kendilerini kontrol edemediklerini ifade ederler. 

DEHB Nedenleri:

Bilimsel çalışmalar, DEHB’nin genetik yatkınlık zemininde, çeşitli çevresel etkenlerin de katkısıyla oluşan bir nörogelişimsel problem sonucu oluştuğunu ve DEHB’li kişilerin nörobiyolojik yapılarının farklı olduğunu göstermiştir. DEHB olan çocukların dikkat ve kontrolü sağlayan bir şey yapmadan önce durup düşünmeye zaman tanıyan beyin bölümleri, yeterince iyi çalışmaz. 

 

Genetik etkenler: DEHB’li çocukların yakın akrabalarında DEHB görülme riski %10-35 olarak bildirilmektedir. Anne babası DEHB’li çocuklarda DEHB riski % 60’tır. 

Nörogelişimsel etkenler:

Yapılan çok sayıdaki beyin görüntümle çalışmaları ile DEHB’li çocukların beyinlerinde dikkati düzenleyen frontol bölgede kan akımının ve glikoz kullanımının düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca DEHB’si olan çocukların beyin omurilik sıvısı, kan ve idrarlarında dopamin ve noradrenalinin daha düşük olduğu bildirilmiştir. 

Doğum travmaları, erken ve zor doğum, çoğul gebelikler, enfeksiyonlar, annenin hamileliğinde sigara, alkol ve uyuşturucu kullanması gibi doğum öncesi ve doğum sırasındaki olumsuz çevresel etkenler DEHB oluşumunu kolaylaştırabilir. 

 

Psikososyal etkenler: Duygusal yoksunluk, zorlayıcı yaşam olayları, anne baba ve çocuk ilişkisinde ve aile işleyişindeki bozukluklar, bağlanma problemleri, ailede ruhsal hastalık öyküsü olması gibi nedenler DEHB’ye sebep olmaktan çok hazırlayıcı ve ortaya çıkışını kolaylaştırıcı faktörlerdir. 

 

DEHB  Tedavisi

DEHB’nin Tedavisine gelecek olursak, psikiyatrik değerlendirme sonrası teşhis konulduktan sonra psikiyatrist gerek duyarsa ilaç desteği sağlayabilir. Fakat ilaç tek başına yeterli değildir. Yıpranmış ilişkilerin tamir edilmesi, çocuğa yaşına uygun kendini yönetebilme becerileri kazandırılması gerekir.  Bu amaçla DEHB konusunda donanımlı uzman bir psikologdan destek alınması tedavinin önemli bir basamağını oluşturmaktadır. Aile mutlaka DEHB konusunda anne baba eğitimine dahil olmalıdır.  Ailenin bundan sonraki süreçte çocuğuna nasıl yaklaşması gerektiğiyle ilgili kafasındaki soru işaretleri gidermelidir. Aile eğitiminden sonra çocukla bireysel terapi sürecine geçilmelidir. Psikolog okuldaki çocuğun öğretmenleriyle iletişim halinde olmalıdır. Çünkü sınıf içindeki durumu, çocuğun öğrenme stili,  arkadaş ilişkileri, ödev süreciyle ilgili düzenlemeler konusunda da öğretmenlerinde desteklenmeye ihtiyaçları olabilmektedir. 

 

Uzman Psikolog Nilüfer ÖZKAN

Çocuk ve Genç Terapisti