Etrafınızda birileri sevgilisinden ya da eşinden ayrıldığında, ilişkilerindeki bütün olumsuzlukları ortaya çıkardıklarını duyarsınız. Nelerin hoşuna gitmediğini, nelerin onu rahatsız ettiğini anlatırlar. En azından artık neyi istemediğinin farkında olduğunu düşünürsünüz. Peki, gerçekten farkında mıdır?

Hayatınıza yeni bir partner eşlik ederken, her şeyin de güzel gittiğini düşünürken bir şeyler sarpa sarar. Aslında hayatınıza aldığınız o partner, daha öncekilerden pek de farklı değildir. Peki, neden hep aynı örüntü tekrar etmektedir? Neyin yanlış olduğunu, neyi istemediğinizi bildiğiniz halde neden senaryoların sonu aynıdır?

Galiba sorun hep karşımızdaki kişilere odaklanmak. Yani soruyu karşımızdaki kişinin kim olduğuna, ilişkide ne hatalar yaptığına değil, kendimize yönelmek önemli bir nokta olacak. Şu soruları kendimize sormak, kendimizle ilgili farkındalık yaratmak açısından önemli olabilir: “Bu ilişkide ben kime dönüşüyorum, kimi yansıtıyorum?”,”Beni hayal kırıklığına uğratan deneyimlerim aslında bana geçmişten kimi çağrıştırıyor?”, “İstediğim türden partner karşıma çıktığında, ne oluyor da kendini tekrar eden bir önü içine giriyorum?”

Genel olarak baktığımızda, farkında olmadığımız geçmiş deneyimlerimizin bugünkü yaşantılarımız üzerinde belirgin bir etkisi var. Yakın ilişkilerde, kendimizle ilgili karanlıkları aydınlatıp nedensellikleri fark edemiyoruz. Bu sebeple de sorun hep karşımızdaki kişide oluyor. Asıl önemli olan, kendilik farkındalığımız ve partnerin kim olduğu ve ne yaptığından ziyade, ilişkinin neyi yansıttığı ve bu ilişkideki sizin tercihleriniz.

Kısacası, ilişkilerinizde kısır döngüleri hep yaşıyorsanız, bu kısır döngüden çıkmak karşı tarafınızdaki kişiyi değiştirmeye çalışmak değil, kendinizi analiz etmeniz olacaktır. Bunu yapmaya karar verenlerde, partner aynı kalsa da zamanla ilişki dinamikleri kökten değişebilir ya da farklı özelliklere sahip ilişkilere girmeye başlayabilirler. Unutulmaması gereken, kendinizin ve ilişkinizin farkında olmanız olacaktır.

 

Uzm. Kln. Psk. Çağla Begüm YÜCE