Yalan, yeri ve zamanı ne olursa olsun toplumsal normlara ters düşen bir davranış problemidir. Anne babalar çocuklarının başvurduğu bu olumsuz davranıştan dolayı endişelidirler. Haklı olarak bazen küçücük bir yalan da olsa ileride daha büyük davranış problemlerine yol açması muhtemel olduğundan endişelenme normaldir. Yalanın bir kısmı anne babalar tarafından fark edilmekte bir kısmı hiç fark edilmemektedir. Fark edildiğinde çocuğa uygulanacak davranış önemli olduğundan anne babalara bazı tavsiyelerimiz olacaktır.

 

Öncelikle "Benim çocuğum neden bu yola başvurdu?" şeklinde bir soruyu kendinize yöneltmelisiniz. Acaba bu onun mizaç ve kişiliği açısından beklenen bir durum muydu? Yani çocuğunuzu yeterince tanıyor musunuz? -Yoksa bu yalan sizin için beklenmedik bir durum mu? Eğer bu daha önce hiç karşılaşmadığınız bir durum ise çocuğunuzun hayatında normal gitmeyen bazı şeylerin olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Bu normal olmayan durumlar; uygunsuz arkadaş çevresi, madde kullanımı, okul ile ilişki sorunları, ailenizde olabilecek stres etkenleri, çocuğunuzu etkileyebilecek stres faktörleri (bkz. stres etkenleri ve çocuğunuza etkileri), depresyon ve buna benzer durumlardır.

 

Bazı durumlarda mükemmeliyetçi yapıdaki çocuklar çok fazla üzerlerine gidilirse yalana başvurabilirler. O nedenle çocukların çok fazla sıkıştırılmayıp yalana başvurmaları önlenmelidir. Çocuk bir kez yalana başvurup kurtulma yolunu öğrenirse ilerleyen dönemlerde bunu tekrarlayabileceğini unutmamalısınız. Çocuğunuzun yalana hiç başvurmaması önemlidir.

Yalan söyleme anne ve babaların birinde var ise bu durumun çocukta yerleşmesi çok daha kolay olacaktır. O nedenle çocuğunuzda yalan söyleme var ise bu durumun ailenizin diğer fertlerinde olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Unutmayınız ki çocuğunuz sizin iyi ve kötü yönlerinizi örnek alacak ve kendi kişilik yapısını ona göre şekillendirecektir. Siz ona güzel bir örnek olmaz iseniz o da kendine yanlış örnekleri seçecektir. Siz olumlu davranışları gösterirseniz çocuklarınız da bundan olumlu bir şekilde etkilenecektir. "Ayşe beş yaşında bir çocuktur; önemli bir davranış problemi olmayan Ayşe'nin dersleri de iyi gitmektedir. Ayşe yaş itibariyle etrafı gözlemleyen ve annesini örnek alan bir çocuktur. Ayşe yolda yürürken annesinden bir oyuncak istemiş annesi de o an almak istemediği için hiç parasının olmadığını söylemiştir. Daha sonra eve gelmeden annesi markete girerek ev için alışveriş yapmıştır. Bu olay sonrasında artık Ayşe'de sıkıştığı anda yalanlara başvurmuş ve giderek yalanları artırmaya başlamıştır." Bu örnekte olduğu gibi annenin yalana başvurması ve tutarsız bir görüntü sergilemesi Ayşe'nin de zamanla yalana başvurmasına neden olmuştur.

Yalan, öz güveni yeterince gelişmemiş çocuklarda daha sık görülmektedir. Bu, özellikle çocuğun arkadaşları arasında yalan söyleme ihtimalini artırmaktadır. Çocuk söylediği yalanlar ile kendini kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu çocuklar bir kısım eksik hissettikleri şeyleri yalan ile telafi etmeye çalışırlar. Zamanla arkadaşlarının farkına varması ile giderek arkadaş çevresini kaybederler, kısır bir döngüye girerek daha fazla yalana başvurmaya başlarlar. Bu nedenle çocuğunuzun öz güvenini destekleme konusuna özellikle dikkat etmelisiniz (Bkz. öz güveni artırma yolları).

Yalan söyleme davranış bozukluğunun önemli özelliklerinden bir tanesidir. Davranış bozukluğu gösteren çocuklar ayrıca; hırsızlık, zarar verme, tehdit etme, kavgalara karışma, madde kullanma, ciddî sosyal uyumsuzluk, karşı gelme gibi ağır belirtiler gösterirler. Yalan söyleme durumu da bu ağır tablonun bir parçası olabilir. O nedenle anne babaların bu ağır bozuklukla ilgili uyanık olmaları gerekmektedir.

Çocukların gelişimsel olarak dört yaşından sonra hayalî oyun arkadaşlarını, hayalinde canlandırdığı kurguları yalan ile karıştırmamak gerekir. Bu hayaller tamamen çok ileri gitmediği müddetçe de normal olarak değerlendirilen bir durumdur. Bu nedenle hayal kuran çocuklar ile yalan söyleyen çocukları ayırt etmek gerekir. Çocuk hayal dünyasında yaşadığı bir kurguda bazı şeyleri olmuş gibi anlatabilir. Ama bunda ısrarcı değildir. Ve bu durumun kendi kurguladığı düşünce ve sözler olduğunu bilir. Yalan durumunda ise bilerek ısrar vardır ve bu yalanı diğer kişilere kabul ettirmeye çalışma gayreti söz konusudur.

Yalan söyleyen çocuklar ile ilgili olarak yapılması gerekenler aşağıda sıralanmıştır.

Yalanı fark ettiğinizde çocuğunuz hakkında "Ters giden bir şeyler var mı?", "Ben çocuğumu yeterince tanıyor muyum?" diye kendi kendinize sorun. Çocuğunuzla aranızda olan karşılıklı ilişkinin kalitesini mutlaka artırmaya çalışın.

Yalan karşısında hemen paniğe kapılıp çocuğunuzu yalan ile yüzleştirmeye veya çocuğunuzu cezalandırmaya çalışmayın.

Yalanın, çok sıkıştığında söylediği veya çok nadir olarak başvurduğu bir yol mu, yoksa sık olarak alışkanlık hâline getirdiği ve tekrarladığı bir durum mu olduğunu iyi düşünün.

Yalanın tekrarı durumunda, ailenizde bu yalana başvuran başka kişilerin olup olmadığını düşünmeye çalışın. Eğer varsa çocuğunuzun olumsuz etkilenmesini göz önüne alarak önce düzeltmeye, olumsuz etkilendiği kişiden başlayın.

Arkadaş çevresinde bu yalanların olup olmadığını ve yalana başvurarak çocuğunuzun olumsuz etkilediği arkadaşı olup olmadığından emin olun.

Çocuğunuzu asla yalancı, uydurukçu vb. sözlerle etiketlemeyin.

Yalan söyleyen çocuğunuz ile oturup karşılıklı olarak konuşun ve olumlu bir ses tonu ile bunun yanlış olduğunu ifade edin. Tekrarı durumunda başvuracağınız ceza yöntemini söylemeyi unutmayın.

Devam eden yalanlara karşı daha önce söylediğiniz cezaları uygulamaya başlayın.

Tekrarlayan ve sizin başa çıkamadığınız yalanlar ile ilgili olarak başka bir psikiyatrik durumun olup olmadığını araştırın ve yardım için bir uzmana başvurmaktan çekinmeyin.

Unutmayınız ki bütün çocuklar olumlu ve uygun yönlendirme ile zamanla şekilleneceklerdir.