Yetişkin

İnsanların yaklaşık %90'ının hayatlarının bir döneminde yaşadıkları nörolojik bir durum olan baş ağrıları, binlerce yıldır insanoğlunu etkileyen en eski sorunlardan biridir. Öyle bir etki ki, Edward Munch’un ünlü ‘Çığlık’ tablosuna dahi ilham olmuştur.

 

Herkes için bir ilham kaynağı olmayan migren, Dünya Sağlık Örgütüne göre iş yapamamaya neden olan rahatsızlıklar içinde 19. sırada; kadınlarda ise 12. sırada yer almaktadır. Gelişmiş ülkelerde erişkin kadınların %12-24'ünün, erkeklerin ise %5-12'sinin migren ağrısı yaşadıkları değerlendirilirken, ülkemizde yapılan tarama çalışmalarında; kadınlarda %21.8, erkeklerde ise %10.9 olduğu belirlenmiştir.

Günümüze kadar farklı disiplinlerce yapılan araştırma ve çalışmalar, migrenin nedenlerini tek bir kuram ışığında açıklayamamıştır. Bununla birlikte son yıllarda yapılan çalışmalarda, migrenin depresyon, kaygı bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk gibi psikiyatrik bozukluklar ile ilişkisini ortaya koyan sonuçlar da mevcuttur. Son dönemlerde yapılan bazı çalışmalarda ise migren hastalarının önemli bir kısmında çocukluk çağı travmaları ve/veya travma sonrası stres bozukluğu bulguları olduğu bulunmuştur.

Görülme sıklığındaki yüksek oranlar, işgücü kayıplarına etkisi, duygusal alandaki hırpalamaları düşünüldüğünde, migren ağrılarının; farklı disiplinlerce, bütüncül bir yaklaşım ile ele alınması gerekli görülmektedir.

Son yıllarda travma sonrası stres bozukluğu başta olmak üzere birçok psikolojik ve psikosomatik sorunda etkisi kanıtlanan EMDR terapinin, yapılan güncel araştırma ve deneysel çalışmalarla migren hastaları için de bir umut aşıladığını göstermektedir.

Migrene travma perspektifinden yaklaşan EMDR terapi, migrenin bir veya bir seri travma (kötü yaşam olayı) ile başladığını ve travma olarak değerlendirilen olaylarla sürdüğünü ifade eder. Bu bakış açısı ile migrene yaklaşan EMDR terapi; travmaları işleyerek migren ataklarının sayısını, ataklarının şiddetini, kişinin kullandığı ağrı kesici sayısını azaltmayı ve yaşam kalitesini artırmayı hedefler.

EMDR terapi protokolünün kullanıldığı kliniğimize auralı migren tanısı ile başvuran bir danışanımız ile 5 ay içinde gerçekleştirilen 13 seanslık terapi ve terapi bittikten 3 ve 18 ay sonra gerçekleştirilen 2 takip seansı olmak üzere yürütülen toplam 15 görüşme oturumu sürecinde danışanın migren ağrı döngüsü ile ilgili gelişimini aşağıdaki tabloda bulabilirsiniz.

Tedavi süreci ve sonrası migren ağrısı döngüsü

 

1. Ay*

2. Ay*

3. Ay*

4. Ay*

5. Ay*

8. Ay**

18. Ay***

Baş Ağrısı Sayısı

14

9

8

0

0

4

6

Ağrının Yaşandığı Gün Sayısı

13

7

7

0

0

4

6

Kullanılan Ağrı Kesici Sayısı

5

0

9

0

0

1

2

*30 günlük süreç **90 günlük süreç ***18 aylık süreç

Not: Veri paylaşımı için danışan onayı alınmıştır.

Terapi sürecinde ve terapi bitimi ile gerçekleştirilen takip görüşmelerinde hastanın aylık baş ağrısı sayısında, baş ağrısının yaşandığı gün sayısında ve kullanılan ağrı kesici sayısında belirgin bir azalma olduğu görülmektedir.

EMDR terapi, etkili olduğu sorunlar, sürecin nasıl ilerlediği ile ilgili detaylı bilgi için; 'EMDR Terapi - Acı Anılardan Kurtulmak' isimli makalemizi okuyabilirsiniz.

 

Klinik Psikolog & EMDR Psikoterapisti Harun YAZICI

 

 

 

 

Göztepe Mah. Dr.Rıfat Paşa Sk. Sadık Bey Ap. No:27 K:12 D:12 Göztepe İstanbul
0216 386 70 92