Yetişkin

            Her birimizin zihninde temelleri yakın veya uzak geçmişte atılmış bir veya bir dizi rahatsız edici olay veya travmatik anı vardır. Ve birçok kişinin bu anıları düşününce, cevabını merak ettiği ortak sorulardan biri; Kötü/travmatik anılar silinir mi?

            Cevabımız: henüz böyle bir yöntem yok J

            Travma odaklı çalışan psikoterapi yöntemleri, ekolleri travmayı silmeyi hedeflemez. Psikoterapi ile amaçlanan şey; olayın rahatsız edici kısımlarına dair kişiyi duyarsızlaştırmak, olaya dair farklı bir bakış açısı kazanmasına yardımcı olmak ve olaydan yeni edinimlerle ayrılmasını, yani deneyim kazanmasını sağlamak. Bu şekilde de geçmişte yaşanılan ancak bugün ortaya çıkan yakınmaların, semptomların, rahatsızlıkların yükünden kurtulmasına yardımcı olmaktır.

            Bu amaçla kullanılan terapi yaklaşımlarından biri de EMDR Terapidir.

            EMDR Terapi, psikolojik travmanın yarattığı duygusal kilitlenmişliği açar ve kişinin doğal iyileştirici kaynaklarının harekete geçmesine izin verir. Böylece beyinde hapsolmuş/kilitli kalmış travmatik yaşantının işlenmesini sağlar.

            EMDR ile çalışılan kişilerde çalışma bittiğinde, sıklıkla önceden yaşadığı travmatik olayın detaylarını hatırlamadıklarını, olay hatırlansa dahi artık geçmişte kaldığına ve artık kendilerini rahatsız etmediğine dair değerlendirmeler yaptıklarına şahit oluyoruz.

            Peki, EMDR Terapi nedir ve bunu nasıl yapar?

            Beynimizi bir kâğıt fabrikası gibi düşünün. Bu kâğıt fabrikasının işi; gelen ham ve niteliksiz kütükleri, ağaç parçalarını işleyerek nitelikli bir ürün olan kâğıt haline getirmek ve kullanım için pazarlamak. Bu fabrikanın ham madde kabul kısmı; yani kütük (ham madde) giriş birimi, kesme doğrama süreçleri, kimyasal süreçler ve ürün çıkış noktası gibi hassas noktalarının olduğunu düşünün. İşlemler fabrika çalıştığı müddetçe aynı şekilde devam eder ve ürünler hayatımıza dâhil edilir. Bu fabrika gelen ham maddenin tamamını da kullanmaz, kaliteli kâğıt yapımına yarayacak kısımları sadece işler ve geri kalan kısmı ise atar. Bunun yanında, her bir fabrika veya işletmenin bir kapasitesi, işlem hacmi olduğunu biliyoruz. Ve bazen fabrikaya gelen kütük, fabrikanın işlem yapamayacağı ölçekte büyük ve zorlayıcı olabiliyor. O zaman fabrika bunu işlemeye çalışmak yerine, ham madde giriş kısmında tutmaya ve uygun koşulları sağlayana dek bekletir.

            Şimdi insana ve beynine bu örnek ışığında bakalım. Bizler de gün içinde çeşitli olaylar yaşıyoruz, bir yerlere gidiyoruz, film izliyoruz, kitap okuyor, insanlarla temas kuruyoruz. Her an beynin işlemleyeceği yeni anlar ve anılar yaşıyoruz. Ve olağan şartlarda, normal işleyişte beynimiz de tıpkı bu kâğıt fabrikası gibi yaşadığımız olayların bileşenlerini, parçalarını farklı bölgelerindeki fonksiyonları aracılığıyla değerlendirir, çeşitli işlemlerden geçirir, yani işlemler ve hafızada depolar. Öğrenilen öğrenilmiş, kazanılan kazanılmıştır. Olayın tüm detaylarının da tutulması gerekmez, ihtiyacımız olanını tutar beynimiz. Tıpkı kütüğün tamamını kullanmayan kâğıt fabrikası gibi. Bu duruma adaptif bilgi işleme sistemi diyoruz.

            Bazen yaşadıklarımız gün içinde değil de gece, uykunun REM (Rapid Eye Move) dediğimiz evresinde, yani hızlı göz hareketleri denen ve rüyaların görüldüğü evrede meydana gelir. Uyuyan birini izlediğinizde uykunun bir yerinde gözlerinin hızlıca sağa sola gidip geldiğini görürsünüz. Tam da bu esnada beyin, gün içinde topladığı bilgiyi işler ve edinim haline getirir. Bu işleme dediğimiz olay her gün olan bir şey, beynin çalışma prensibidir.

            Bazen yaşadığımız olayın duygusal yükü biraz ağır olduğunda, beyin bunu işlemek için daha uzun bir süreye ihtiyaç duyar, gece uykuda ortaya çıkan REM evresi yeterli olmayabilir.

            Duygusal yükü ağır olan ve beynin işlemekte, anlamlandırmakta zorlandığı travmatik/olağan dışı olaylar yaşandığında, dış dünyadan gelen bilgi işlenmeden beynin orta iç kısmında bulunan amigdalaya ve oradan da hızlıca üzerindeki duygusal yük ile birlikte hipokampüse geçip, kısa süreli bellekte düğümlenir.

            Düğümlü kalan bu olay, üzerinden uzun yıllar geçse de en ufak bir tetikleyici, yani olayı hatırlatan en ufak bir uyarıcı ile karşılaştığımızda o olaya dair resimler, kendimiz ile ilgili olumsuz düşünceler, duygular veya bedensel duyumları sanki olayı yeniden yaşıyormuşuz gibi hissedebiliyoruz.

             EMDR Terapinin yaptığı şey ise, belirli bir protokolü kullanarak seans esnasında bu travmatik anı/anıları tekrar uyarmak ve uykunun REM evresini simüle ederek, göz hareketlerini kullanmak ve anıyı işlemleyerek duyarsızlaştırmak. Yani; zararsız, etkisiz hale getirmek.

            EMDR Terapinin teknik detayları ve nasıl uygulandığını ‘EMDR Terapi – Acı Anılardan Kurtulmak’ isimli yazımda okuyabilirsiniz.

 

Klinik Psikolog & EMDR Psikoterapisti Harun Yazıcı

 

Göztepe Mah. Dr.Rıfat Paşa Sk. Sadık Bey Ap. No:27 K:12 D:12 Göztepe İstanbul
0216 386 70 92